T.C. Hükümeti yenilebilir enerji tesislerinin kurulum maliyetlerini, piyasa belirsizliklerini, olası riskleri, devalüasyon etkilerini kırmak maksadıyla yatırımcılara pek çok sübvansiyonlarda bulunmuştur. Geçtiğimiz süre zarfında, yenilenebilir enerji tesisleri de çoğunlukla bu sübvansiyonlar ile finanse edilmiştir. Bu süreçte enerji tedarik alanında sabit rakamların yer aldığı güvenli bir ortam bulunmaktadır. Enerji sektöründe yapılan bu teşviklerden en önemlisi şüphesiz YEKDEM projesi idi. YEK Destek Mekanizması ile bu proje dahilinde yer alan mevcut yatırımcılara; 10 yıl süre aynı fiyattan alım garantisi verilerek devlet teşviki sağlanmaktaydı.
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından yeşil enerji alanına yapılan sübvansiyonlardan Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destek Mekanizması (YEKDEM) bu sene sonu itibari ile miladını doldurmaktadır. 5346 sayılı YEK Kanun’u ile ”.. İşbu kanunun yürürlük tarihi olan 18/5/2005 tarihinden 31/12/2020 tarihine kadar işletmeye girmiş ya da girecek olan ve bu kanun kapsamında yer alan üretim tesislerine 10 yıl süre ile uygulanacaktır..” denilerek teşvik projesinin zamansal sınırı çizilmiştir. Bu açıdan bakıldığında Yenilenebilir Enerji Tedarik Anlaşmaları (YETA); YEK Destek Mekanizmasının başlatmış olduğu yatırımların devamı niteliğinde projeler ortaya çıkarabilecek potansiye sahiptir.
Yenilenebilir Enerji Tedarik Anlaşması (YETA) Nedir?
Yenilenebilir Enerji Tedarik Anlaşmaları; alıcının yenilenebilir enerji proje çıktısını, belirli bir süre, sabit bir fiyata satın almayı taahhüt ettiği sözleşmelerdir. Tüketicilere yıllık elektrik maliyetlerinin bir kısmını veya tamamını sabitleyerek gelecekteki enerji fiyat artışlarına karşı koruma sağlamaktadır. Bu anlaşmalar yatırımcılara küresel ekonomide yer alan dalgalanmalara karşı bir nebze koruma sağlamakla birlikte enerji alanında yapılacak olan yatırımlara teşvik açısından büyük önem taşımaktadır.
Yenilenebilir Enerji Tedarik Anlaşmalarına (YETA) her türlü yenilenebilir enerji kaynakları konu olabilmektedir. Ancak yakın zamanlarda güneş panelleri veya rüzgar jeneratörleri; yenilenebilir enerji temini için daha sık bir şekilde kullanılmaktadır.
Yenilebilir Enerji kullanımının dönüm noktası hiç şüphesiz 2014 yılında dünyanın dört bir yanından yüz büyük şirketin RE100 derneğini oluşturmak için bir araya gelmesidir. %100 yenilenebilir elektrik tedarik etmeyi taahhüt eden büyük şirketler; mümkün olan en kısa sürede (en geç 2050 yılına kadar) küresel elektrik tüketimini yenilenebilir kaynaklardan sağlamak için halka açık bir hedef belirlemişlerdir. Bu dernek ve hedefleri yenilenebilir enerji taleplerini arttırmış ve çoğu şirket bu alanda çalışmalarına başlamıştır. Bu şirketler arasında General Mills, Microsoft, Telstra, Coca Cola Amatil, General Motors, Ikea ve Google gibi şirketler yer almaktadır.
Ülkelerin piyasa ihtiyaçları, teknolojik altyapıları ve yerleşik özelliklerine paralel olarak Yenilenebilir Enerji Tedarik Anlaşmaları farklı formlarda karşımıza çıkabilmektedir. YETA’ların en sık görüldüğü türler; tedarik özelliklerine bağlı olarak Fiziksel YETA’lar ve Finansal YETA’lardır. Fiziksel YETA’ların temel mantığı; anlaşma sağlanan süre boyunca üretici tesisinin ürettiği enerjinin bir kısmını veya tamamını, MWh başına sabit bir fiyattan tüketici firmaya doğrudan aktarılmasıdır. Bu formda varlık bulan YETA’lar uzun vadeli anlaşmalar olup genellikle 10 ila 15 yılı aşan sürelerle sözleşmeler akdedilmektedir.Fiziksel YETA’lardaenerji, tek bir alıcıya doğrudan aktarılmaktadır. Bu açıdan bakıldığında YETA enerji tesislerinin temel gayesine en yakın türün Fiziksel YETA’lar olduğu söylenebilecektir. Nitekim bu sözleşmelerin temelinde doğrudanlık ilkesi yer almaktadır. Fiziksel YETA’larda enerji tüketicisinin bulunması halinde üretici tesisin tüm gereklilikleri yerine getirilmekte, kısa sürede faaliyet aşamasına geçilebilmektedir.
Finansal YETA’larda ise enerji fiziksel olarak alınıp satılmaz. Bu anlaşmalar fark anlaşması niteliğindedir. Finansal YETA’lar, üstlenici ve jeneratörün yenilenebilir bir enerji tesisi tarafından üretilen güç için tanımlanmış bir ‘grev fiyatı’ üzerinde anlaştığı sözleşme yapısı ile çalışır. Tarafların her biri daha sonra elektrik fiyat / hizmetini (uygun olduğu şekilde) satmak / satın almak için elektrik tedarikçileri / hizmetleri ile ayrı anlaşmalar yapmaktadır. Finansal YETA sözleşmeleri; ileride doğabilecek finansal risklerden korunma amacı taşımaktadır. Bir uzlaşma döneminde spot fiyatı, YETA tarafından tanımlanan grev fiyatını aşarsa; jeneratör, o dönemde ortaya çıkan fazla miktarı yetkiliye ödemesi gerekir. Elektrik piyasa fiyatının grev fiyatından düşük olması durumunda ise denetim otoritesi, o dönemde üretilen elektriğe karşılık gelen eksik miktarı tamamlamaktadır.
YETA’lar günümüzde hükümet sübvansiyonlarının azalması nedeniyle yenilebilir enerji işletmelerinde yaygın olarak görülmektedir. YETA uygulamaları sübvansiyonlar olmadan, bankalar gibi kredi veren kurumların yenilenebilir bir projeye yatırım yapmalarına uygun ortam sağlamaktadır. Yatırım sürecinde kredi akışı sağlayan bankalar kendilerini güvence altına almak istemektedir. Bu açıdan YETA Anlaşmaları ile ilgili yenilenebilir enerjinin sabit bir fiyata uzun vadeli bir alıcı bulunduğunu kanıtlanarak finansman boyutu kolaylıkla aşılabilmektedir. Böylece YETA sözleşmeleri ile sübvanse edilmemiş piyasalardaki yatırımcılara ve kredi veren finansmanlara gelir kesinliği sağlayarak yenilenebilir yatırımlara olanak tanınmaktadır. Yine mevcut bir santralde yasal sübvansiyonların sona ermesi ile, YETA (PPA) aracılığı ile finansmanlar sağlanarak tesisin devamlılığı sürdürülmektedir.
Yenilenebilir Enerji Tedarik Anlaşmasının avantajları arasında uzun vadeli fiyat güvenliği, yeni enerji üretim kapasitelerine yatırım finanse etme fırsatları veya elektrik satışları ile satın alımlarıyla ilişkili risklerin azaltılması yer alır. Devlet sübvansiyonları kaldırıldıkça, uzun vadeli fiyat kesinliği her zamankinden daha önemli bir hal alacaktır. YETA, projelere uzun vadeli güvenli gelir sağlamak için kullanılabilecek bir araçtır. Bu, sabit fiyat, bir bant içinde yüzen bir fiyat veya kat fiyatı şeklinde olabilir.
YETA anlaşmaları kapsamında, müşterilerin perakende maliyetlerinin bir kısmı sabittir ve üretim maliyetine bağlıdır. Maliyetlerin yalnızca bir kısmı değişken göstermekte ve bu değişkenlerinde piyasa koşullarına bağlı olduğu görülmektedir. Böylece yenilenebilir bir enerji jeneratörü ile tedarik anlaşması yapmak isteyen herhangi bir kuruluş ekonomik maliyetlerinin bir kısmını güvence altına almaktadır.
YETA’lar, yenilenebilir enerji proje operatörleri ile yetkili kişi arasında doğrudan sözleşme yapabilme olanağı tanımaktadır.Taraflar herhangi bir zaman diliminde işbu sözleşme hükümlerini müzakere edebilir. YETA’lar sonucu belirli olmayan açık arttırmalar yerine, tarafların üzerinde özgürce müzakere edebileceği, doğrudanlık ilkesinin hakim olduğu sözleşmelerdir. Bu özellikleri sebebi ile YETA sözleşmeleri yatırımcı ve tüketicilere oldukça cazip gözükmektedir.
Yenilebilir Enerjinin kullanımına yönelik olan tedarik sözleşmeleri; Karbon emisyonlarını şeffaf ve izlenebilir bir şekilde azaltmaya yönelik olup sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlamayı amaçlamaktadır. YETA’ların tercih edilme sebeplerinden biride hiç şüphesiz günümüzde yeşil enerji kavramının önemidir. Yeşil enerjinin fazlasıyla önem teşkil ettiği bu dönemde çoğu uluslararası firma; RE100 kuruluşu aracılığıyla ”Sıfır Karbon” hedefine odaklanarak aksiyona geçmiştir. Ülkemizde RE100 kapsamında yer alan IKEA, Apple, Adobe, Bloomberg gibi global şirketlerin de ”Temiz Enerji”, ”Sıfır Karbon” taahütleri mevcut bulunmaktadır. Bu taahhütler sebebi ile tüketim firmalarının karbon salımlarını azaltma gayesi içerisine girerek YETA sözleşmelerine yöneldikleri görülmektedir.
Arz güvenliği ve enerji maliyeti konusunda kesinlik ve şeffaflıknitelikleri de YETA (PPA) sözleşmelerini tercih edilebilir kılmaktadır. Bu açıdan bakıldığında proje gelirlerindeki iniş-çıkışların belirsizliği ortadan kaldırılmakta ve böylece borç ve özsermaye finansmanının daha kolay güvence altına alınmasını sağlamaktadır.Ek olarak, belirli bölgesel özelliklere ve menşe garantisine sahip belirli bir fiziksel elektrik kaynağı meydana gelebilir. Müşteriler markalarını daha sürdürülebilir ve daha çevreci hale getirmek için kullanabilirler.
Sözleşmenin tasarımlarının ucu açık olması, bireysel tesis operatörlerinin elektrik tüketicilerinin tercihlerini yansıtmaları için de büyük bir avantaj sağlamaktadır. Bu sözleşme taraflarından olan tüketiciler; günümüzde faturalara yansıtılan ek bedellerden olan YEK bedeli gibi gibi külfetlerdende sorumlu tutulamayacaktır.
Özetle Yenilenebilir Enerji Tedarik Anlaşmaları (YETA) sabit fiyatlarla imzalanabilir nitelikte olması, şeffaf nitelikte ve öngörülebilir olması, piyasa risk ve fırsatlarına daha fazla katılım sağlayabilmesi özellikleri sebepleriyle yatırımcılar açısından cazip nitelikler taşımaktadır.
Bu avantajlarının yanı sıra dezavantajlarından da bahsetmek gerekir. YETA (PPA)’lar birden fazla alana değinen; birçok risk analizinin yapılarak sözleşmesel yükümlülüklere değinilmesini gerektiren karmaşık sözleşmelerdir. Bu nedenle sonuçlanmadan önce çokça müzakere edilmesi gerektirir.Sözleşmeye dayalı bir hükmün gözden kaçırılması veya yetersiz bir şekilde müzakere edilmesi, yapılacak enerji tedarik projelerinin toplam gelirini etkileyebilecek niteliktedir. YETA’larda belirlenmiş olan uzun vadeler, taraflar açısından bir dezavantaj olabilir. Dahası, elektrik üretim miktarında dalgalanmalar olabilir.
Geçerli ve kabul edilebilir nitelikte bir Yenilenebilir Enerji Tedarik Anlaşması’nın müzakere edilerek güvence altına alınması, bir enerji üretim tesisinin geliştirilmesinde önemli bir adımdır.YETA sözleşmeleri birçok kritik şart ve koşul içermektedir. Bu şartların olumsuzluklarının sözleşme hükümleri ile her iki taraf içinde minimize edilmesi gerekir. Bu sebeple YETA sözleşmelerinin içerdiği madde ve koşullar verimli bir analiz sonrasında değerlendirilerek bir bütün halini almalıdır.CLA Partners olarak Yenilenebilir Enerji Tedarik Anlaşmaları (Power Purchase Agreement) üzerinde müzakere eden taraflara YETA sözleşmelerinin mevcut proje ihtiyaçlarının değerlendirilmesi, sorumluluk halleri, risk analizleri vb. gibi konularda hukuki danışmanlık hizmeti verilmektedir.
Kaynakça;
(Jones, Corporate Power Purchase Agreements (PPAs): What are they?, 2019)
(James, A Short Guide To Power Purchase Agreements (PPA) In Australia)
(Ramanathan, POWER PURCHASE AGREEMENTS)
(What is a Power Purchase Agreement (PPA)?, 2016)
(Solar Power Purchase Agreements)
(Yarano D. )
(Power Purchase Agreement)
(What is a PPA?)
(Power Purchase Agreements (PPAs) and Energy Purchase Agreements (EPAs), 2020)