Enerji HukukuKOMŞULUK HUKUKU BAKIMINDAN ÇATI ÜSTÜ GES’LERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Günümüzde insanlığın ve bilgi toplumunun her alanında ihtiyaç duyulan enerjinin önemi giderek artmaktadır. Devamlı artan enerji ihtiyacının karşılanmasında mevcut kaynakların yetersiz kalmasıyla, alternatif enerji kaynaklarını bulma ve geliştirme çalışmaları artmıştır.

Küresel çaplı çevre kirliliğine ve iklim değişikliğine sebep olan klasik fosil yakıt kaynaklı enerji üretim sistemleri ve geleneksel üretim teknolojilerinin yerine, çevresel etkileri az olan, sürdürülebilir ve yenilenebilir enerji kaynaklarını bulmak ve yeni teknolojiler geliştirmek ihtiyaç hale gelmiştir. Güneş enerjisi bu nedenle önem kazanmıştır. Güneş enerjisinin kullanım kolaylığı, potansiyeli, hijyeni, yenilenebilirliği ve çevreye dost olması nedeniyle diğer yenilenebilir enerji kaynaklarına nazaran daha kolay bir şekilde yaygınlaşacak durumdadır.

Diğer enerji kaynaklarına nazaran kaynak kolaylığı, panel ve kurulum maliyetlerinin gün geçtikçe düşmesi güneş enerjisini gelecekte daha cazip hale getirecektir. Türkiye’nin güneş enerjisi potansiyeli son derece elverişli olması ile de gelecekte çok daha fazla yaygın hale gelecektir.

Ülkemiz de de bu alanda ciddi çalışmalar yapılmaktadır. Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelik uyarınca, kendi tüketim tesisinin bağlantı anlaşmasındaki sözleşme gücüne kadar üretimi ve tüketimi aynı noktadan bağlı, kurulu gücü azami 10 kW olan (12 Mart 2022 tarihinde azami sınır 25 kW olarak belirlenmiştir) çatı ve cephe uygulamalı, güneş enerjisine dayalı üretim tesislerinin kurulumunu ve yaygınlaştırılmasını için usul ve esaslar yayınlanmıştır. Böylece Çatı Üstü GES’lere ilişkin olarak yasal zemin oluşturulmuş, kullanılmasının ve yaygınlaşmasının sağlanması amaçlanmaktadır.

Çatı üstü GES uygulamalarının hayata geçirilmesi bakımından pek çok hususun değerlendirilmesi gerekmektedir. Göz önüne alınması gereken ve değerlendirilmesi gereken hususlardan biri söz konu çatı üstü GES’in kurulacağı binanın komşu taşınmazlardan etkilenip etkilenmeyeceğidir. Çatı üstü GES’lerde sonradan komşu taşınmazlar nedeniyle yaşanabilecek olumsuzlukları en aza indirgeyebilmek için planlamanın iyi yapılması gerekmektedir. Aksi takdirde Çatı üstü GES’lerde komşu arazide yapılan bir yapı ile gelen güneşin engellenmesi suretiyle elektrik üretiminin azalması  ve alınan verimin düşmesi sorunu ile karşı karşıya gelinebilecektir. Bu sorun karşısında kullanıcının hangi haklara sahip olduğuna ilişkin olarak Enerji Hukuku alanında herhangi bir düzenleme bulunmamakla birlikte bu konuya ilişkin olarak Hukukumuzun genel hükümleri kapsamında değerlendirme yapmak gerekecektir.

Türk hukukumuzda mülkiyet hakkı sahiplerinin bu hakkını kullanırken kamu hukuku ve özel hukuktan kaynaklı ödevleri bulunmakta olup; malik, mülkiyet hakkını öngörülen ödev ve sınırlamalar çerçevesinde kullanabilir. Bu ödevlerin yerine getirilmemesi sebebiyle bir zarar oluşması halinde zarara uğrayanın tazminat alacağı, ihlal edenin ise tazmin etme borcu doğar. Bu ödevler ise, yapmama (kaçınma), katlanma veya yapma şeklinde üç gruba ayrılır.

Yapmama (Kaçınma) Ödevi: Malik, hukuk düzeninin öngördüğü sınırları aşan eylem ve fiilleri yapmaktan kaçınmakla yükümlüdür. Örneğin bir taşınmaz maliki, taşınmazını kullanırken komşularını etkileyecek taşkın eylemler yapmaktan, kazı ve yapı yaparken komşu taşınmaza zarar vermekten kaçınmalıdır.

Katlanma Ödevi: Malik, kendi mülkiyet hakkına toplum veya üçüncü kişiler yararına el atmalara katlanmakla yükümlüdür. Örneğin malik, bulaşıcı hastalığı olan hayvanının kesilmesine, yıkılma tehlikesi olan taşınmazının yıktırılmasına katlanmakla yükümlüdür.

Yapma Ödevi :  Malik bazı hallerde, özellikle toplum yararına ve ortak çıkarların mevcudiyetinde, olumlu davranışlarda ve edimlerde bulunmakla yükümlüdür. Ortak suların birlikte tutulmasına veya ortak suyun veriminin artması için masraflara katılması yapma ödevinin gereklerindendir.

Komşuluk hukukunda düzenlenen bu ödevler, mülkiyet hakkının malike tanıdığı yetkileri kısmen veya tamamen ortadan kaldıran, yetkileri daraltan veya kullanımını belli şartlara bağlayan ve sahibini dilediği şekilde hareket ve tasarruf imkanından alıkoyarak taşınmaz mülkiyetin yetkilerini kısıtlamaktadır.

Türk Medeni Kanunu incelendiğinde, Taşınmaz Mülkiyeti Kısıtlamaları 731 ila 761.maddeler arasında düzenlenmiştir. Kanunun 737 ila 750.maddeleri arasında komşuluk hukuku bakımından getirilen kısıtlamalara yer verilmiştir. Bu çerçevede, maliklere mülkiyet hakkını kullanırken komşu taşınmazları etkileyecek, komşuları tarafından katlanması imkansız olan fiillerine yönelik düzenlemeler getirilmiştir.

Bu genel hükümler kapsamında Çatı Üstü GES kurulu olan bir taşınmazın komşu taşınmazda gerçekleştirilen fiilleri nedeniyle üretiminin azalması veya zarar görmesi durumuna ilişkin husus değerlendirilecektir.

1- TMK- Madde:738-Malik, kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara, onların topraklarını sarsmak veya tehlikeye düşürmek ya da üzerlerindeki tesisleri etkilemek suretiyle zarar vermekten kaçınmak zorundadır.

Komşu taşınmazda gerçekleştirilen kazı veya yapı inşaatı esnasında komşu taşınmazlarda yer alan tesislere zarar verilmesi Türk Medeni Kanunu uyarınca yasaklanmıştır. Bu hususa ilişkin olarak panellerin komşu taşınmazın inşaatı esnasında zarar görmesi durumunda, zararlarının tazmini istenebilecektir.

2- Taşınmaz maliki komşularını olumsuz şekilde etkileyecek taşkınlıktan kaçınmakta, taşınmazın durumuna, niteliğine ve yerel âdete göre komşular arasında hoş görülebilecek dereceyi aşan duman, buğu, kurum, toz, koku çıkartmama, gürültü veya sarsıntı yaparak rahatsızlık vermeme yükümlülüğündedir. Bu ve bu gibi komşuluk hukuku ve dürüstlük kuralı çerçevesinde mülkiyet hakkı sahiplerine sınırlamalar getirilmiş, temel olarak bir kişinin mülkiyet hakkını kullanırken diğer kişinin bu hakkın kullanımından mağdur edilmemesi hedeflenmiştir. Bu çerçevede karşımıza Çatı Üstü GES kurulumlarında güneşten alınan yararın azaltılmaması ve engellenmemesi çıkmaktadır.

Bu kapsamda kişinin taşınmaz üzerine kurulu tesisinden kısıtlayan, beklenen yararın karşılanmasını engelleyen veya tehlike altına sokan bir durum olduğunda; hak sahibine (zarar gören kişiye) mahkemeden eski hâle getirmeyi, tehlikenin ya da uğranılan giderilmesini isteme hakkı verilebileceği düşünülmektedir. Bunu hukukumuzda yer alan manzara kapatmama irtifakı kapsamında değerlendirilebilecektir.

Bu durumda hangi hukuki yollara başvurulabilecektir?

ESKİ HALE GETİRME DAVASI: Taşınmaz mülkiyetini hukuki sınırlamalara aykırı bir şekilde kullanmak suretiyle (2 kattan fazla yapmanın yasak olduğu bir bölgede 5 katlı bina yapmak, İmar Kanunu’na aykırı bina inşa etmek gibi) hakları ihlal edilen komşu tarafından Türk Medeni Kanunu’nun maddesine göre eski hale getirme ve zararın giderilmesi talebiyle dava açabilir.

Eski hale getirme davası kapsamında taşınmaz malikinin kusurlu olup olmadığı, yani zararın meydana gelmemesi için bütün özeni gösterdiği iddiası bir önem taşımayacaktır.

HAKSIZ FİİL NEDENİYLE DAVA: Bir kişinin davranışları sebebiyle taşınmaz malikinin taşınmazlarına ek tesislerine güneş panellerine zarar verilmesi durumu aynı zamanda Borçlar Hukuku çerçevesinde haksız fiil oluşturacaktır. Dolayısıyla haksız fiil sebebiyle maddi veya manevi tazminat açılması da mümkündür. Bu davanın eski hale getirme davasından farkı olarak zarar veren komşunun kusuru dikkate alınacaktır. Yani ihlale neden olan fiilin gerçekleşmemesi için gereken tüm özen ve dikkati gösterdiğini ispatlaması durumunda sorumluluktan kurtulabilir.

MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI: Haksız olarak güneşin engellenmesi nedeniyle komşu taşınmaz da ki panellerin daha az enerji üretmesine sebep olmak suretiyle uğradığı zararı veya mahrum kaldıkları karı ayrıca bir tazminat davasıyla talep edebileceklerdir. Söz konusu zararın maddi karşılığı talep edilebilmesi için kişinin maddi ve manevi zarara uğramasında komşu taşınmazın kullanım sınırlarını aşmış olması yani kusurunun mevcut olması gerekmektedir.