Ticaret HukukuHOLDİNG YAPILANMASININ TÜRK HUKUKUNDAKİ YERİ

  • Holding Kavramı

            Gelişen ve değişen dünya düzeninde ticari faaliyetlerin büyümesi ve büyük ölçekli işletmelerin avantajlarının farkına varılması şirket yapılanmalarının önemini gündeme getirmiştir. Bu anlayışın benimsenmesi ile ortaya çıkan Holding kavramı; birbirinden farklı şirketlerin mali birlikteliğini oluşturan, şirketler arasında menfaat birliği kuran yapılanmalar olarak ifade edilebilmektedir.

Yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’umuzda holding kavramının açık bir tanımı yapılmamakla birlikte; Kanun’un 519. maddesinin 4. fıkrasında ”… başlıca amacı başka işletmelere katılmaktan ibaret olan holding şirketler..” denilerek holdinglerin yalnızca amaç unsurlarına yer verilmiştir. Bu kanun maddesi ile holdinglerin; ancak başka işletmelere iştirak edilerek anonim şirket vasfı ile kurulabileceği, sınai ve ticari faaliyetleri farklı şirketlere katılma yolu ile gerçekleştirebileceği, ellerinde yalnızca başka şirketlere ait hisselerin bulunabileceği, faaliyet konusunun işletmelere iştirak olduğu, doğrudan doğruya ticaret yapamayacaklarını söylemek mümkündür.

Holding şirketler iç yapısı itibariyle piramit şeklinde bir yapıya sahip olup bu piramitin en üst noktası holding yapılanmasıdır. Bu piramit yetki ve sermaye iştirakleri açısından giderek azalan şirketlerden oluşmaktadır. Holdingler, her çeşit konularda faaliyet gösteren sermaye şirketlerine kurucu ortak olarak katılabilir, kurulmuş veya kurulacak olanların hisselerini satın alarak ortak olabilmektedir.Holding sisteminde şirketler hukuki kişilik ve bağımsızlıklarına sahiptir. Bu şirketlerin üzerinde yer alan holding şirketleri; hisse senetlerine sahip olması nedeniyle kontrol etme ve yönetme hakkına haizdir.

TTK 195 ve devamı maddelerinde şirketler topluluğu düzenlenmiştir. Holdingler kuruluş özellikleri itibariyle şirket toplulukları ile birebir örtüşmese de holding kavramı şirket toplulukları açısından varlık bulabilmektedir. TTK 195. maddenin 4. fıkrasına göre şirket topluluğu; ana şirket, yavru şirket ve var ise tepedeki teşebbüslerden oluşan birlikteliği oluşturmaktadır. Şirketler topluluğunda hakim şirket ve bağlı şirketler kavramları hakimiyet sürmektedir. Holding şirketlerin de ise herhangi bir şirket üzerinde hakimiyet tesisi gerekmemektedir. Holding bünyesinde yer alan şirketlerin kendine özgü tüzel kişilikleri ve bağımsızlıkları bulunmaktadır. Holding; bütünlük oluşturduğu şirketlerin üzerinde yer alan kontrol mekanizması olarak nitelendirilebilir. Şirket topluluğu ile holding kavramları tam manasıyla örtüşmese de holding şirketler; şirketler topluluğunun varlığı halinde hakim şirkete ilişkin sorumluluk hükümleri ile bağlı olabilmektedir.

Holdingler birbirlerine katılımcılık sağlayan şirketlerden oluşmaktadır. Bu nedenle grup şirket olarakta nitelendirilebilmektedir. Holding şirketler tarafından bağlı şirketlere;araştırma ve geliştirme, finansman temini,pazarlama ve dağıtım,yatırım projelerinin hazırlanması,hedeflerin tayini,planlama,örgütlendirme ve kararların uygulanması,bilgisayar hizmetleri,halkla ilişkilerin tanzimi,personel temini ve eğitimi,muhasebe organizasyon ve kontrolü,hukuk müşavirliği konularda hizmet verebilmektedirler.

Holding kavramı ”Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve Kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ ile 15/02/2012 tarihli 28468 sayılı resmi gazetede yayınlanan tebliğ ile sınırları çizilmiştir. Bu tebliğe göre Holding şirketler; bir veya daha fazla şirkete yönetim ve kontrol imkanı verilerek Anonim Şirketi çatısı altında örgütlenme hali olarakta tanımlanabilecektir.Holdinglerde ki temel amaç birden fazla işletmenin ortaya çıkardığı büyük organizasyonun avantajlarından yararlanmaktır. Bu yapılanma, bünyesinde mevcut şirketlerin yönetimini elinde bulundurur.

Holdingler faaliyet türü olarak bir Anonim Şirketleri olsalarda kuruluş ve esas sözleşme değişiklikleri açısından farklılık göstermektedir. Anonim şirketlerden ayrıldığı ikinci nokta ise; kanuni yedek akçedir. Katılım şeklinde varlık gösterebilen holding şirketlerinde zorunlu kanuni yedek akçe; yedek akçe niteliğini kazanmaktadır. Bunların haricinde anonim şirket hükümleri esas alınmaktadır.

  • Holdinglerin Kuruluş Esasları Nelerdir?

Holding kavramından bahsedebilmek için; Hukuki statüleri birbirinden farklı teşebbüslerin bir araya gelmesi, bu teşebbüslerin belirli bir ekonomik amaca yönelmiş olması ve yönetimin merkezi bir idareden yapılması gerekmektedir.

Holding şirketinin kuruluş esasalarıAnonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine Ve Kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’inin 5. maddesi ile düzenlenmiştir. Bu tebliğin 5. maddesine göre Holding şirketlerinin kurulması ve esas sözleşme değişiklikleri Ticaret Bakanlığı’nın iznine tabi tutulmuştur.

Tebliğin devamı maddelerinde; Holding şirketilerinin kurulabilmesi için kurucu imzalarının noter tarafından onaylandığı esas sözleşme ve kuruluşu diğer resmi kurumların uygun görüşünü veya iznini gerektiren şirketler için uygun görüş veya izin yazısı ile birlikte Genel Müdürlükten izin alınmasının zorunlu olduğu belirtilmiştir.

Holdinglerin esas sözleşmelerinin değiştirlebilmesi için ise 15/02/2012 tarihinde yayınlanan Tebliğ’in 5. maddesinin 2. fıkrası uyarınca; Esas sözleşme değişikliğine ilişkin yönetim kurulu kararının noter onaylı örneği, esas sözleşmenin değişen maddesinin/maddelerinin yeni metni, esas sözleşme değişikliği diğer resmi kurumların uygun görüşünü veya iznini gerektiren şirketler için uygun görüş veya izin yazısı ile Genel Müdürlüğe başvurularak izin alınması gerekmektedir.

  • Holdinglerin Hukuki Tabiiyetleri

            Holdinglerin kuruluş esaslarının düzenlendiğiTebliğ’in 5. maddesinde holdinglerin anonim şirket şeklinde kurulabileceği ifade edilmiştir.Türk Ticaret Kanun’unda ise holding şirketlerinin düzen ve işleyişlerine ilişkin bir düzenleme yer almamaktadırHolding şirketleri; Anonim şirket şeklinde kurulabilmeleri nedeniyle anonim şirkete ilişkin hükümler dolaylı olarak holding kavramları açısından uygulanabilecektir.Holding şirketlerin ayrıldığı noktalar; kuruluş esasları, amaç- konu kavramları ve kanuni yedek akçelerdir. Bunların dışında Holdingler açısından anonim şirket hükümleri esas nitelik taşıyacaktır. Bu nedenle holdinglerin dolaylı yollardan Türk Ticaret Kanun’unda yer alan düzenlemelere tabii olduğu söylenebilmektedir.

  • Holdinglerin Amaçları ve Sağladığı Faydalar

Holding şirketlerinin en önemli gayesi bünyesinde yer alan şirket sermayelerinin çoğunluğuna  sahip olarak bu şirketleri tek bir yönetim ve mali organizasyon altında yönetebilmektir.

Rekabetin üst düzeyde olduğu mevcut piyasa da holdingleşme birçok alanda kolaylıklar sağlamaktadır. Bu kolaylık ve faydalardan ilki; şirketler grubunun profesyonel kimseler tarafından etkin bir şekilde yönetilmesidir. Şirketler holding yapılanması altında kar ve zarar dengelerini etkin bir şekilde sağlayarak daha büyük yatırım güçlerine sahip olmaktadır. Şirketlerin elde ettikleri karların holding çatısı altında yer alan şirketler arasında kalması da sağlanan faydalardan birisidir.

Kurumsal düzenin getirdiği uluslararası boyutta holding kavramının getirilerinden biri olarak sayılabilir niteliktedir. Holding çatısı altında yer alan şirketler; yurt içi ve yurt dışı pazarlarında rekabet güçlerini arttırılarak uzmanlaşma sağlanmaktadır. Bu durumun yanı sıra vergisel yükümlülükler açısından da toplulukta yer alan şirketlere kolaylıklar sağlanmaktadır.

Özetlemek gerekirse; bir holding şirketi, bir anonim şirketinin bir veya daha fazla şirkete yönetim ve kontrol yetkileri verilerek katılması olarak ifade edilebilir.Holdingler birden fazla işletmenin rekabet ortamında, büyük organizasyonlar içerisinde örgütlenerek bünyesinde bulunan şirketlerin yönetimlerini üstlenmektedir. Holding çatısı altında yer alan şirketlerin her biri ayrı tüzel kişiliklere sahip olup bir şirket topluluğu anlamına gelmemektedir. Holding şirketler bazı durumdalarda şirketler topluluğunun varlık bulabilmesi için gereken şartların varlığı halinde şirketler topluluğunun tepesinde yer alan hakim şirkete ilişkin sorumluluk hükümleri ile bağlı olabilecektir.